Gerçeğe Uzak Kalmayın - ALLAH'SIZ HAYAT
Anasayfam Yap    -
Reklam     -
Kunye     -
Son Mansetler    -
Iletisim                                 
Facebook    -
İRAN IRAK'IN SAHİBİ GİBİ PKK'YI KORUMAYA ÇALIŞIYOR
MALCOLMX SUİKASTI İÇİN YENİ KANITLAR
AĞLAYIP KÖPEKLERİ SEVİNDİRMEYECEĞİM
ERCÜMENT ÖZKAN'IN ARDINDAN

Karakter boyutu :13 Punto15 Punto17 Punto19 Punto

ALLAH'SIZ HAYAT

Mehmet DURMUÅž
26.11.2013 / 13:49


Birileri bir kere daha toplumun gazını almakla meşgul.



Başka birileri muhalefet yapmak adına hezeyanlar savurarak, gaz alanlara destek sağlamakta.



Allah'ın iÅŸe karıştırılmadığı, istiÄŸnâ’ya istinad eden, tekebbür edalı bir tuÄŸyan hayatı kurulmuÅŸ, kime ne.



Birileri bu hayatın herhangi bir yerinden tutuyor, bir yerine iÅŸaret ediyor, o yeri büyüteç altına alarak güya bize gösteriyor; ilk defa, yeni bir ÅŸey keÅŸfetmiÅŸ gibi sesleniyor… Bizim hayrımıza bir çıkış yapıyor izlenimi veriyor. Ve ‘biz’ yani toplum hurra, herkes tası tarağı alıp o iÅŸaret edilen yere göç ediyor; herkes oraya odaklanıyor. ÖÄŸrenci evlerinde öÄŸrenciler ÅŸu ÅŸekilde kalıyorlar mı, kalmıyorlar mı? Bu söylenenler doÄŸru mu, eÄŸri mi? Kalıyorlarsa bile bunda sakınca var mı, yok mu?



Belli bir süreye kadar gündem menünüz bu; ister razı olun, ister olmayın…



Bu gündemin neresine canınız sıkılmalı: öÄŸrenciler -kız erkek- bir arada kalıyorlarsa ne sakıncası var diyene mi; ‘gençlik’ adı altında yaÅŸanan bunca rezaleti ‘özel hayat’ damgasıyla kutsayanlara mı; gençlerin töhmet altında tutulduÄŸunu söyleyene mi; bu tartışmayı, Kur'an’ın Hucurat suresinin, zandan kaçınmayı emreden ayet-i kerimesi ile baÄŸdaÅŸtırıp, öÄŸrencileri zan altında tutmak günahtır demeye getiren, imanı kurtulmuÅŸ köÅŸe yazarlarına mı; yoksa, sanki baÅŸka alanlar düzgünmüÅŸ de, sadece öÄŸrencilerin aynı evlerde kalmaları kötü bir ÅŸeymiÅŸ gibi toplumu hipnoz edene mi?



DeÄŸil midir ki bu toplum, Allah'ın iÅŸe karıştırılmadığı bir hayatı yaÅŸamaya mecbur edilmektedir? Hayatımızın en önemli anlarında, en ciddi meselelerde, nesillerin eÄŸitilmesinde, Allah'ın, bizim yanımızda, bizimle beraber olmaması istenmektedir. Böyle bir hayat kurgulanmaktadır. Bütün hesaplar, kitaplar, projeler, planlar, hedefler hep bunun içindir.



Günlük hayatımızın cami, kandiller, Cuma namazları, ezan, hac-umre seyahatleri, kurban bayramı gibi kesitlerinde Allah'ı çaÄŸrıştıran tezahürlerinin olmasında sakınca görülmemektedir. Çünkü bunlar siyasî, ekonomik, sosyal ve benzeri bakımdan bir sürü maslahatı muhtevidir. Bu tezahürlerden kimileri, yoksa bile var etmelidir…



Birileri aslında takip ettiÄŸi siyasal çizgi itibariyle, Allah’lı, yani Allah'ı her iÅŸimize karıştırdığımız, Allah'ı velî edindiÄŸimiz, Allah'ın buyruklarının dışına çıkmanın ölümcül bir hata olduÄŸuna iman etmemiz üzerine bina edilmiÅŸ bir hayatın kurulması idealinin üzerine kurÅŸun dökmekteyken, modern cahiliyenin, çürümüÅŸlüklerinden birini ‘biz’e göstermesi, bir günahı güya bize rapor etmesi ve bunların yapılmasına asla müsaade etmeyiz yollu hava basması hak deÄŸil, fevkalade bir zulümdür. Çünkü böylece bu birileri, cahiliyeyi ‘usta’lıkla örtmekte; zaten bunu bekleyen halk yığınları nazarında cahiliyenin fark edilmezliÄŸini temin etmektedir.



ÖÄŸrencilerin evlerde kızlı-erkekli bir arada kaldıklarını, Anadolu’da herkes aynel yakin, hakkal yakin, ilmel yakin biliyor. Ancak, bunun öÄŸrencilerin özel yaÅŸam alanı, gençlerin özgürlükleri olup olmadığı hususunda toplumun kafası karışık… DeÄŸil toplumun, baÅŸbakanla, en yakın kader arkadaÅŸlarının, partisinin eski kurucu ortaklarının da kafaları da ayrışık. Bu kafa karışıklığı ve ayrışıklık durumu, toplumun Kur'an’la arasındaki mesafeyi göstermesi bakımından üzüntü vericidir.



Åžöyle düÅŸünüyorum da, eskiden ‘fuhuÅŸ’ ve ‘fahiÅŸe’ gibi kelimelerin [tam olarak Kur'an’daki karşılığını yansıtmasa da,] utanç verici içerikleri vardı. Toplumun, ÅŸimdilerde ‘muhafazakâr’ diye tanımlanan bir kesimi hiç deÄŸilse bu kelime anılınca orada duruyor; yüzünde bir tiksinti ifadesi beliriyordu. Åžimdi ise bu kelimeler anlam kaybına uÄŸradılar… FahÅŸâ etrafımızı kuÅŸattı, burnumuzun ucuna kadar sokuldu. Hem de, yaÅŸam tarzı fahÅŸâ olanlar, ‘hanımefendi’, ‘beyefendi’ olarak iltifata tabi oluyorlar; marifetlerini göstersinler diye…



KuÅŸkusuz cahilî hayat dediÄŸimiz ÅŸey, sadece gayrı meÅŸru kadın-erkek iliÅŸkilerinden ibaret deÄŸildir. Bütün bir hayatımızda, bütün günler boyunca, bütün iliÅŸkilerimizde, Allah'ın rızasına muhalif bir zihniyet inÅŸa edilmektedir. Bütün bir toplum da, bu cahiliye hayatını korumaya, kollamaya, sahip çıkmaya, desteklenmeye, ‘gavurlara’ (eskiden ‘gomonistlere’ idi) kaptırmama adına davet edilmekte; toplum bu davete bir ‘milli mücadele’ gayretiyle icabet etmektedir.



İşte küfür budur. Bu, örtmektir, hakikatin üstüne badana sürmektir; batılı hak göstermektir; hakkı da bastırmak, sindirmek, ötelemek, örselemek, tanınmaz hale getirmektir.Bu durumda, yepyeni nebevî haykırışlara, ashab-ı kehf misali kıyamlara ihtiyaç vardır. Allah'a iman ediyorsak, hiç kimsenin hatırına hakkı örtmemeliyiz. Batılı hakkın yerine ikame etmemeli, edilmesine yardım ve yataklık yapmamalı, göz yummamalıyız. Biz, Allah'ın razı olacağı, Allah'ın tek hükmedici merci kabul edildiÄŸi bir hayatı istemeli, bir İslam hayatına talip olmalıyız. Cahiliyeyi parçacı ÅŸekilde düzeltmek, ıslah ve tamir etmek mümkün deÄŸildir. Parçacı yaklaÅŸtığımız oranda, cahiliye bizi kendisine benzetmektedir. Kâfirler taÄŸut yolunda, iman edenler Allah yolunda mücahede ederler. Biz Müslümanlar nefesimizi batıl yollarda tüketemeyiz. Biz, 'Allah'lı bir hayatı istiyoruz.

Etiketler:
Bu 9159
Yazarın Diğer Yazıları


YAZARLAR

Ger?? Duymayan Kalmas? Kalemiyet.Com