Gerçeğe Uzak Kalmayın - SURİYE'NİN İŞGALİNDE HAŞDİ ŞABİ VE NUCEBA HAREKETİ
Anasayfam Yap    -
Reklam     -
Kunye     -
Son Mansetler    -
Iletisim                                 
Facebook    -
TALİBAN AFGANİSTAN'DA ABD'YE PES ETTİRDİ
İZMİR'İN DAĞLARINDA ÇİÇEKLER AÇTI SU KALMADI
İSRAİL'İN PKK'YA DESTEĞİ DEVAM EDİYOR
AŞIRI DEMİRELCİ KUTLULAR VEFAT ETTİ
Karakter boyutu :13 Punto15 Punto17 Punto19 Punto

SURİYE'NİN İŞGALİNDE HAŞDİ ŞABİ VE NUCEBA HAREKETİ

SURİYE'NİN İŞGALİNDE HAŞDİ ŞABİ VE NUCEBA HAREKETİ
2021-02-28 15:19:26


Irak’ta “Devlet İçinde Devlet” Olarak HaÅŸdi el Åžabi ve el-Nuceba Hareketi





HaÅŸdi Åžabi çatısı altındaki el Nuceba Hareketi, Gara Operasyonu’ndan sonra Türk Silahlı Kuvvetleri’nin muhtemel Sincar Harekatı’na karşı çıkarak tehditkar söylemlerini artırdı. Burada İran’ın, HaÅŸdi Åžabi milis güçleri üzerinden Türkiye’ye mesaj vermeye çalıştığı söylenebilir. İran’ın; Türkiye’ye dolaylı olarak mesajı ise Sincar’a olası bir operasyonda güç dengelerini paylaÅŸmayı ve Suriye-Irak hattındaki koridoru kaybetmeyi istememesidir.



ALİ SEMİN



Amerika BirleÅŸik Devletleri (ABD) ve Uluslararası Koalisyon güçlerinin Mart 2003’te Irak’ı iÅŸgal etmesinin ardından ülkenin güvenlik güçleri ve istihbarat birimlerinin feshedilmesiyle, Irak kaotik bir ortama sürüklenmiÅŸ oldu. ABD’nin inisiyatifiyle oluÅŸturulan Irak’taki güvenlik kurumlarındaki etnik ve mezhepsel aidiyete dayalı güç paylaşımı ise; ülkede güvenlik sorunlarına, çeÅŸitli saldırılara ve terör örgütlerinin ortaya çıkmasına yol açtı. ABD’nin iÅŸgali sonrası Irak’ta oluÅŸan güvenlik boÅŸluÄŸu da devlet dışı silahlı milis güçlerin ve Irak el Kaidesi/DEAÅž gibi terör örgütlerinin yeÅŸermesine sebep olmuÅŸtur. Bu dönemde yine ABD, Åžii milis gücü Bedir Tugayı, Kürtlerin PeÅŸmerge gücü ve Sünnilere baÄŸlı el Sahve gücü gibi milis güçlerini devletin güvenlik kurumlarına entegre ederek ülkedeki güvenlik boÅŸluÄŸunu doldurmaya çalıştı. Devletin güvenlik kurumları dışında kalan Åžii din adamı Mukteda el Sadr’a baÄŸlı iÅŸgale karşı direniÅŸ amacıyla kurulduÄŸu iddia edilen “Mehdi Ordusu” ise 2007’de Irak güvenlik güçleri ve ABD tarafından düzenlenen operasyonlarla feshedildi. Daha sonra Sadr Hareketi, BaÄŸdat’ta kurulan siyasi sürece katılarak direniÅŸini sonlandırdı.



Bu geliÅŸmeler ışığında; iÅŸgal sonrası Irak’ta gerek güvenlik güçleri gerek ABD’nin askerleri el Kaide terör örgütü ve radikal direniÅŸ unsurları dışındaki gruplarla mücadele edebilmiÅŸtir. Bunun temel nedeni ise; iÅŸgal sonrası Irak’taki devletin kontrolü dışındaki milis güçlerinin sayısının az olmasıydı. Tıpkı Mehdi ordusu örneÄŸinde olduÄŸu gibi daha kolay kontrol altına alınmış veya kendini feshetmek zorunda kalmıştır.



Irak güvenlik birimlerinin etnik ve mezhepsel (Åžii, Sünni (Arap), Kürt, Türkmen vs.) paylaşılması, ülkedeki güvenlik kurumlarının kurumsallaÅŸma sorununa olumsuz etki etmektedir. İşgal sonrası ülkede oluÅŸan kaotik ortamın Irak’ta toplumsal yapıya da fazlasıyla zarar verdiÄŸi söylenebilir. Ülkedeki terör saldırıları ve terör örgütlerinin ortaya çıkması Iraklıları bireysel olarak önce devletinden ve toplumundan, sonrasında ise toprağından göç etmek zorunda bırakmıştır. Öte yandan, Irak’taki güvenlik sorunlarının/zafiyetinin temelinde mezhepçilik, hizipçilik ve kabilecilik gibi faktörlerin olduÄŸu göz önünde tutulmalıdır. Bu durum bilhassa devletin etkisini ve güvenini kırarak birey-devlet ve devlet-toplum arasındaki iliÅŸkilerde güvensizliÄŸe yol açmaktadır.



Irak’ın yukarıda bahsedilen güvenlik sorunlarına ek olarak, DEAÅž terör örgütü 11 Haziran 2014’te Musul’u iÅŸgal ederek ülkenin yaklaşık yüzde 40’lık kısımda hakimiyet saÄŸlamıştır. Bu analizde, HaÅŸdi Åžabi çatısı altında bulunan el Nuceba Hareketi’nin örgütsel yapısı, Irak’taki DEAÅž terör örgütü ve Åžii milis güçlerinin birbiriyle etkileÅŸim alanları ve tüm bu oluÅŸumlara bölgesel ve küresel geliÅŸmelerin etkisi tartışılacaktır.



 



Irak Nasıl Milis Devleti Olmaya Adım Attı?



DEAÅž terör örgütünün Irak’ın üçte birini iÅŸgal etmesi sonrası, Åžii’lerin dini mercii Ali Sistani’nin Haziran 2014’teki fetvasıyla kurulan HaÅŸdi el Åžabi milis gücü, kuruluÅŸ amacı itibarıyla Åžiiler için kutsal türbelerin korunmasını hedefleyen bir çatı örgüt idi. Daha sonra İran Devrim Muhafızları’na baÄŸlı dönemin Kudüs Ordusu Komutanı General Kasım Süleymani tarafından organize edilerek askeri danışmanlık, silah, askeri lojistik ve mali destek verilerek Tahran rejiminin kontrolüne geçti. HaÅŸdi Åžabi çatısı altında irili-ufaklı 70 örgüt ve yaklaşık 150 bin milis gücü vardır.



Dolayısıyla, HaÅŸdi Åžabi içindeki el Nuceba Hareketi, Irak Hizbullah’ı ve Asaib el Hak gibi örgütlerin İran güdümüne geçmesi; ABD ve BaÄŸdat hükümetinin müzakerelerini “Irak’ta DEAÅž ile mücadele eden devlet dışı silahlı güçlerin meÅŸru ÅŸekilde BaÅŸbakana baÄŸlanması” yönünde adımlara yöneltmesine sebep olmuÅŸtur. Kasım 2016’da HaÅŸdi Åžabi milis gücü, BaÅŸkomutan olarak BaÅŸbakana baÄŸlanarak yasal olarak Irak güvenlik güçlerinin bir birimi haline dönüÅŸmüÅŸtür. Böylelikle, BaÄŸdat hükümeti ve ABD, HaÅŸdi Åžabi milis gücünü devletin kontrolüne alarak yasallaÅŸtırmayı ve İran’ın nüfuzu altından koparmayı amaçlıyordu. Ancak bu hedef baÅŸarılı olmaktan ziyade, ABD’nin Irak’ta İran’ın desteklediÄŸi Åžii milis güçlerine karşı mücadelesini de zorlaÅŸtırmıştır. ABD, HaÅŸdi Åžabi milis gücünü bütünüyle terör örgütü listesine alamadığından, içindeki İran’a yakın ve Washington’ın bölgedeki çıkarlarına tehdit unsuru oluÅŸturduÄŸuna inandığı gurupları dahil etmiÅŸtir. 5 Mart 2019’da el Nuceba Hareketi’nin terör listesine alınması bu baÄŸlamda örnek teÅŸkil edebilir.



 



Haşdi Şabi ve El Nuceba Bağlantısının Anatomisi



HaÅŸdi Åžabi içinde yer alan el Nuceba Hareketi, lideri Ekrem el Kaubi’nin 2012’nin sonlarına doÄŸru Asaib el Hak örgütünden ayrılarak 2013’te kendi örgütünü kurmasıyla ortaya çıkmıştır. El Kaubi, aynı zamanda Sadr’a baÄŸlı Mehdi Ordusunun kurucularındandır. El Kaubi’nin İran desteÄŸiyle kurduÄŸu el Nuceba Hareketi’nin temel amacı; Suriye’ye giderek Esed rejimine destek vermek ve Lübnan Hizbullah’ı ile Suriyeli muhaliflere karşı birlikte savaÅŸmaktır. Aslında el Nuceba Hareketi, İran’ın Irak’tan Åžii milis güçlerini Suriye’ye devÅŸirmesinin bir parçasıdır. Lideri olan Ekrem el Kaubi, Irak’ın güvenliÄŸini ve istikrarını tehdit ettiÄŸi gerekçesiyle ABD Hazine Bakanlığınca 2008’de kara listeye alınmıştır. Ekrem el Kaubi Velayet-i Fakih’e yani İran’ın ruhani lideri Ali Hameney’e ve Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’a baÄŸlı olduÄŸunu kabul etmektedir. Hatta verdiÄŸi demeçlerde, İsrail Lübnan’a saldırdığında Hizbullah ile birlikte savaÅŸacağını açıklamıştır.



El Nuceba Hareketi, “Liva Ammar bin Yasir”, “Liva el Hasan el Mucteba”, “CeyÅŸ’ül Tahrir Colan/Golanı Kurtarma Ordusu” ve “Liva el Hamd” olarak dört tugaydan oluÅŸuyor. Hareketin, Irak ve Suriye’de yaklaşık 10 bin milisinin bulunduÄŸu tahmin ediliyor. Yukarıda da belirtildiÄŸi gibi, el Nuceba Hareketi’ne baÄŸlı tugaylar 2013’ten beri Suriye’nin Halep kuzeyindeki kırsalda bulunan Åžii kasabaları Nubıl ve el Zehra’da konuÅŸlandırılmaktadır. El Nuceba Hareketi, Irak meclisinde ve hükümetinde yer almasa da 12 Mayıs 2018’de ülkede yapılan seçimlerde Bedir Tugayı Örgütü lideri ve eski UlaÅŸtırma Bakanı olan Hadi el Amıri’nin kurduÄŸu el Fetih fraksiyonuna destek vermiÅŸtir. El Fetih fraksiyonu, Irak Parlamentosunda 48 milletvekiline sahiptir.



Washington yönetimi tarafından terör listesine alınan el Nuceba Hareketi’nin, HaÅŸdi Åžabi çatısı altında olması sebebiyle BaÄŸdat hükümetinden maaşını temin ettiÄŸini ve bu nedenle Irak hükümetinin ve parlamentosunun Kasım 2016’da onay verdiÄŸi HaÅŸdi Åžabi yasasının yeniden gözden geçirilmesi gerektiÄŸini belirtmekte fayda vardır.



Nitekim HaÅŸdi Åžabi içerisindeki guruplar, Irak güvenlik güçlerinin bir parçası olmaları nedeniyle, ABD’nin ve DEAÅž terör örgütüyle mücadele eden uluslararası koalisyon güçlerinin silah ve askeri eÄŸitim desteÄŸinden de faydalanmaktadırlar. Dolayısıyla ABD’nin terör listesinde olan el Nuceba Hareketi’ne BaÄŸdat’ın finans desteÄŸi vermesi ciddi bir çeliÅŸkidir. Buna ek olarak İran, el Nuceba Hareketi’ne Irak ve Suriye’de askeri danışmanlık, askeri lojistik ve silah desteÄŸi vererek bir nevi vekalet savaşı aracı olarak kullanmaktadır. Böylelikle de özellikle Kudüs Ordusu Komutanı Kasım Süleymani’nin öldürülmesinden sonra; ABD’nin BaÄŸdat büyükelçiliÄŸine, askeri üslerine, Tahran karşıtı kiÅŸilere suikastlarda bulunarak ve diplomatik misyonlara saldırılar düzenleyerek adından daha sık söz ettirdiÄŸini söylemek mümkündür.



 



Irak’ta Neden Åžii Milis Güçleri Arttı?



ABD’nin iÅŸgali sonrasında İran’ın Irak’taki nüfuz alanının geniÅŸlemesine öncülük eden Åžiilerin kurduÄŸu veya kurulduktan sonra desteklediÄŸi Åžii milis güçleri, stratejik ve taktiksel bakımdan ikiye ayırılabilir. Bunlardan birincisi; İran tarafından Bedir Tugayları, Mehdi Ordusu (Sadr Hareketi), Asaib el Hak ve HaÅŸdi Åžabi içerisindeki bazı gurupların siyasete katılarak parlamentoda ve hükümette yer almalarına teÅŸvik edilmesidir. DiÄŸerleri ise Sülaymani ile birlikte öldürülen Ebu Mehdi el Mühendis’in kurduÄŸu Ketaib Hizbullah ve Kaubi’nin el Nuceba Hareketi gibi gurupların yalnızca askeri faaliyette bulunmalarının saÄŸlanmasıdır.



Bu durumun iki önemli nedeni vardır. İlki; radikal olarak adlandırılan grup liderlerinin (Kaubi ve Abu Mehdi el Mühendis gibiler) ABD tarafından terör ve yaptırım listesinde bulunmalarıdır. İkinci neden ise; askeri ve güvenlik alanlarında organize edilip İran’ın sınırı ötesindeki tehdit, risk ve fırsatların deÄŸerlendirilmesi için vekalet savaÅŸçıları olarak kalmalarının benimsenmesi olarak ifade edilebilir.



İran açısından bakıldığında son dönemde HaÅŸdi Åžabi çatısı altında olmasına raÄŸmen el Nuceba Hareketi’nin Türkiye’nin 10-14 Åžubat 2021’de düzenlediÄŸi Gara Operasyonu’ndan sonra Türk Silahlı Kuvvetleri’nin olası Sincar Harekatı’na karşı çıkarak tehditkar söylemlerini artırmaları örnek gösterilebilir. Burada İran’ın, HaÅŸdi Åžabi milis güçleri üzerinden Türkiye’ye mesaj vermeye çalıştığı söylenebilir. İran’ın Türkiye’ye dolaylı olarak mesajı ise Sincar’a olası bir operasyonda güç dengelerini paylaÅŸmayı ve Suriye-Irak hattındaki koridoru kaybetmeyi istememesidir.



Sözü edilen faktörlerle birlikte deÄŸerlendirildiÄŸinde; Irak’ta Åžii milis güçlerinin sayı olarak artmasındaki tek nedenin DEAÅž terör örgütünün ülkedeki varlığı olmadığı ortaya çıkmaktadır. OrtadoÄŸu’daki denge ve farklı denklemlerin, devlet dışı silahlı aktörlerin çeÅŸitlenmesinde büyük rolü vardır. Bilhassa Arap Baharı ve Suriye’deki iç savaşın uzun sürmesinin neticesinde ortaya çıkan güç boÅŸluÄŸu, aynı zamanda bölgesel ve küresel vekalet savaÅŸların oluÅŸumunda büyük etken olmuÅŸtur. İran’ın 2011’de baÅŸlayan Suriye iç savaşından sonra Irak’ta organize ettiÄŸi Åžii milislerine aylık 12 ila 15 milyon dolar mali destek verdiÄŸi hususu da HaÅŸdi Åžabi içerisindeki askeri yetkililer tarafından ifade edilmektedir.



Ancak Mayıs 2018’te dönemin ABD BaÅŸkanı Donald Trump’ın nükleer anlaÅŸmadan çekilmesi ve Tahran rejimine ekonomik yaptırımlar uygulamasıyla birlikte İran’ın destek olarak sunduÄŸu mali miktarın düÅŸürüldüÄŸü de söylenmektedir. Dolayısıyla Irak’ta İran’ın saÄŸladığı maddi, silah, eÄŸitim ve askeri lojistik desteÄŸin, ülkede devlet dışı aktörlerin ve milis güçlerinin organize olmasında zemin hazırladığını vurgulamakta fayda vardır. BaÅŸka bir ifadeyle Irak’ta ve hatta bölgede İran tarafından desteklenen Åžii milis örgütlerinden ayrılan gruplar olsa da daha radikal güçlere dönüÅŸtüklerini de unutmamak gerekir.



Bu çerçeveden Irak güvenlik yapısına dikkat edildiÄŸinde; 2003-2011 arasında kurulan milis güçlerinin hem elinde bulunan silahların eski ve hafif silahlar olduÄŸu hem de konjonktürel imkanların da kısıtlı olduÄŸunu ifade etmek mümkündür. Bu sebeplerden dolayıdır ki, 2003-2011’de Irak’taki Åžii milis güçlerinde radikal bir artış veya benzeri giriÅŸimlerin olmadığı gözlemleniyor. 2011’de OrtadoÄŸu’da meydana gelen geliÅŸmeler ve cereyan eden olaylar sarmalında bölgesel dengelerdeki deÄŸiÅŸim süreçleri, Irak’taki İran destekli Åžii örgütlerinin (el Nuceba Hareketi, Ketaib Hizbullah, Seraya Selam vs.) radikalizme yönelmelerine ve devletin kontrolünden çıkmalarına yol açmıştır.



Son tahlilde Irak’taki güvenlik durumunu özetlemek gerekirse; devletin güvenlik ve istihbarat kurumları güçlendirilmeden ülkenin bir milis devletine dönüÅŸmeye devam edeceÄŸinin gözleneceÄŸini söylemek mümkündür. HaÅŸdi Åžabi’nin, Irak Hükümetinin bünyesinde olmasına raÄŸmen, devletin güvenlik güçleri için tehlikeli bir yapı haline geldiÄŸi görülmektedir. Irak’ın güvenlik kurumlarındaki kurumsallaÅŸma sorununun devam etmesi sebebiyle HaÅŸdi Åžabi “devlet içinde devletmiÅŸ” gibi hareket etmekte ve BaÅŸbakan dahil pek çok yetkiliyi açıkça tehdit etmektedir. Öte yandan el Nuceba Hareketi ve benzeri Åžii milis güçlerin vur-kaç taktiÄŸiyle saldırılarına devam edeceÄŸi öngörülebilir. ABD BaÅŸkanı Joe Biden döneminde İran’ın, coÄŸrafi ve jeo-strateji mücadele alanı olarak seçtiÄŸi Irak’ta ciddi güvenlik sorunlarının olacağı ve kaos ortamının artması beklenmelidir.


Bu haber toplam 90 defa okundu


YAZARLAR

Ger?? Duymayan Kalmas? Kalemiyet.Com