Gerçeğe Uzak Kalmayın - TÜRKÇENİN CENAZE NAMAZI
Anasayfam Yap    -
Reklam     -
Kunye     -
Son Mansetler    -
Iletisim                                 
Facebook    -
İRAN IRAK'IN SAHİBİ GİBİ PKK'YI KORUMAYA ÇALIŞIYOR
MALCOLMX SUİKASTI İÇİN YENİ KANITLAR
AĞLAYIP KÖPEKLERİ SEVİNDİRMEYECEĞİM
ERCÜMENT ÖZKAN'IN ARDINDAN
Karakter boyutu :13 Punto15 Punto17 Punto19 Punto

TÜRKÇENİN CENAZE NAMAZI

TÜRKÇENİN CENAZE NAMAZI
2020-10-19 06:44:16


 



D. Mehmet DoÄŸan, uzun süredir üzerinde çalıştığı ‘Türkçenin Cenaze Töreni: 1. Türk Dil Kurultayı’ kitabını okuyucuyla buluÅŸturdu. ‘Dil devrimi’nin bayram ilan edilmesine karşı çıkan DoÄŸan “Türkçenin devrime deÄŸil rönesansa ihtiyacı var” diyor.



SALİHA SULTAN 



‘Türkçenin Cenaze Töreni: 1. Dil Kurultayı’ kitabında 1932 tarihli ‘dil devrimi’ne karşı çıkan ve okurlarını Türkçeye sahip çıkmaya davet eden KARAR yazarı D. Mehmet DoÄŸan: “Türkçenin devrime deÄŸil rönesansa ihtiyacı var. Dil tabiî yatağına döndürülmeli, köklü Türkçenin hakkı verilmeli. Cumhuriyetten beÅŸ on yıl önce doÄŸmuÅŸ, Sabahattin Ali gibi 20’nci yüzyılımızın önemli ÅŸair ve yazarlarının kitaplarının sadeleÅŸtirilmesinde bir acayiplik yok mu? Dil devrimi kültürel bir felaket…”




Görünür veya ilan edilen amacı ‘Türkçeyi yabancı dillerin boyunduruÄŸundan’ kurtarıp özleÅŸtirmekti. Bu kurultay boyunca her fırsatta ifade edilmiÅŸ. İddia ÅŸu: Türkçeye Osmanlılar çok zarar verdi, dilimiz bilhassa padiÅŸahlar tarafından Arapça ve Farsçanın boyunduruÄŸuna sokuldu…



Peki bu iddiaların bir gerçekliÄŸi var mı?



Osmanlı Devleti’nin baÅŸlangıcından itibaren Türkçe bütün bu alanlarda kullanılan bir dil. Ortaya konulan eserler kütüphanelerde, devletin arÅŸivi korunmuÅŸ. Osmanlı dönemine ait güzel Türkçe kitaplarda ve arÅŸiv belgelerinde görülüyor. Medrese öÄŸretiminin Arapça olduÄŸunu biliyoruz. Fakat Arapça öÄŸretim Türkçe konuÅŸan-yazan hocalar tarafından yapılıyor. Bunların hem edebiyat sahasında hem fikir ve ilim sahasında Türkçe eserler verdiÄŸini de biliyoruz. Edebiyat dili olarak Selçuklu geleneÄŸinin bir devamı mahiyetinde Farsça etkilidir. Türkçe bu dillerle birlikte bütün alanlarda kullanılmakta. Osmanlı devÅŸirme sistemi, Müslüman olmayan azınlıklardan küçük yaÅŸta alınan çocukların ‘Türk üzeri verilerek’, yani Türk aileler yanında yerleÅŸtirilerek Türkçe öÄŸretmek ve Müslüman yaÅŸayışını benimsetmek üzerine kurulmuÅŸ. Osmanlı yöneticileri de hangi etnik gruptan gelirse gelsin, Türkçe bilir ve konuÅŸur, yazışmalar Türkçe yapılır. Türkçenin yüz yıllar içinde deÄŸiÅŸik görünüÅŸler aldığı görülüyor. Zaman zaman Arapça ve Farsça kelimelerin yoÄŸunlaÅŸtığı, bilhassa devlet yazışmalarının külfetli bir hale geldiÄŸi görülmektedir. Peki bu bir devlet siyaseti mi? Osmanlının dile müdahale için bir kurumu var mı? Cevap, Bir Osmanlı dil kurumu yoktur! Ne Osmanlı idarecileri ne de padiÅŸahlar Türkçeye yabancı dillerden kelime giriÅŸine yönelik bir siyaset takip etmemiÅŸlerdir. Aksine Osmanlı padiÅŸahlarının Türkçe kullanmayı teÅŸvik ettiklerine dair hayli bilgiye sahibiz…




Dil devrimi dün gerekli deÄŸildi, bugün de gereksiz. Dillerin tabiî ÅŸekilde geliÅŸmesi ve deÄŸiÅŸmesi esastır. Dil devriminin önde gelen uygulayıcılarının hiçbiri gerçek anlamda dilci deÄŸildi, Türkçeyle hissi bir baÄŸları da yoktu. Elbette, dili mükemmelleÅŸtirmek için ıslah çalışmaları yapılabilir. Bugün Türkçenin devrime deÄŸil, bir rönesansa, yeniden doÄŸuÅŸa ihtiyacı vardır. Dilin tabiî yatağına döndürülmesi, köklü Türkçenin hakkının verilmesi gerekiyor. Cumhuriyetten beÅŸ on yıl önce doÄŸmuÅŸ, fakat eserlerini cumhuriyet döneminde vermiÅŸ 20’nci yüzyılımızın önemli ÅŸair ve yazarlarının kitapları bugünün okuyucusu için sadeleÅŸtiriliyorsa, bunda bir acayiplik yok mu? Mesela, Cumhuriyet dönemi yazarı Sabahaddin Ali’nin eserlerinin sadeleÅŸtirilmesi nasıl bir mantıkla açıklanabilir? Dil devrimi, kültürel bir felaket.




 Kitabınızın adı ‘Türkçenin Cenaze Töreni’. Ömrünü ana diline adamış, DoÄŸan Büyük Türkçe Sözlük gibi bir külliyatı Türkçeye armaÄŸan etmiÅŸ bir münevver olarak, sizce bu cenaze nasıl diriltilir? Ülkemiz kurumlarında böyle bir arzu, gayret görüyor musunuz ya da…



Kurultay, Osmanlının en muhteÅŸem sarayının en büyük ve görkemli salonunda, Muayede salonunda yapılmış. Muayede bayramlaÅŸma demek. Bu kadar muazzam bir cenaze için ancak böyle bir yerde tören yapılabilirdi… Son hamle, son Osmanlı neslinin edebiyatını okunmaz hale getirerek bitirmekti… Bugünün nesilleri için bu büyük ÅŸairler, yazarlar okunamaz, anlaşılamaz hale getirilmiÅŸtir. Buna bakarak diyebiliriz ki, dil devrimi amacına ulaÅŸmıştır. Son Osmanlı neslinin güçlü dili, muazzam edebiyatı bizim yitiÄŸimiz haline getirilmiÅŸ. Bu yitik, bizim gerçek dil mirasımızdır. Bu mirası reddetmek yerine, benimsemek, o miras üzerinde edebî, fikrî ve ilmî faaliyetlerimizi sürdürmek zorundayız. Dildeki kopukluÄŸu ortadan kaldıracak güçlü hamlelere ihtiyacımız var.



 Okurlar kitapta dilimizin tarihine ve tarih içinde yaÅŸadığı deÄŸiÅŸimlere yönelik derinlikli yazılarınızdan çok ÅŸey öÄŸrenecek mutlaka… Lâkin size göre ‘dil devriminin’ en büyük zararı ne olmuÅŸtur diye sorsam?



‘Dil devrimi’ güya Türkçeyi yabancı dillerin boyunduruÄŸundan kurtarmak için yapıldı. Aradan geçen 88 sene bize gösteriyor ki, asıl bugün Türkçe yabancı dillerin boyunduruÄŸu altına sokulmuÅŸtur. Çıkın sokaklara bakın, kendini aydın sananların konuÅŸmalarını dinleyin, akademi dünyasındaki tez baÅŸlıklarına okuyun…



dmehmet-dogan.jpg



Birçok eser kaleme alan yazar DoÄŸan’ın, ilki 1981’de yayınlanan ve yıllar içinde sürekli geniÅŸlettiÄŸi ‘DoÄŸan Büyük Türkçe Sözlük’ çalışması Türkçenin günümüzdeki en nitelikli sözlükleri arasında görülüyor.



DİLDEN KELİME ATMAK İŞ DEĞİL…



Entelektüel çevrelerde Türkçede Farsçadan, Arapçadan çok fazla kelime bulunması nedeniyle, özünde ‘yetersiz bir dil’ olduÄŸu hükmünü verenler var. Bu ‘yabancı’ kelimeleri Türkçeden atmalı mıyız?



Türk tarihinin seyri ile dilimizin seyri dikkatle gözlenirse, dilimizin Arapça ve Farsça ile iliÅŸkilerinin mahiyeti daha iyi anlaşılır. Batı dillerini bilenler, bu dillerde Latincenin oynadığı rolü, dilimizde Arapçanın oynadığını fark edebilirler. Bugün batı dillerinde istisnasız, yüzde otuzun üzerinde Latince, Yunanca kökenli kelime var. Hatta bugün de herhangi bir batı ülkesinde yeni bir icat yapıldığında, yeni bir kavram ortaya atıldığında yapılan iÅŸ, Latince köklerden yeni bir kelime türetmek... Hemen bu kelime bütün batı dillerinin kelimesi olur. Åžu sıralar ne yazık ki bizim de kelimemiz olmaktadır… Demek ki, dilden kelime atmakla bu iÅŸ olmuyor. BoÅŸluk bir ÅŸekilde dolduruluyor. Evet tarihî Türkçe zengin bir dildi, fakat tarihsiz Türkçe fakirin fakiri bir dil..



turkcenin-cenaze-toreni.jpg



 






 



Bu haber toplam 251 defa okundu


YAZARLAR

Ger?? Duymayan Kalmas? Kalemiyet.Com