Bulaç iki tarafın da karşı tarafa yönelttiÄŸi iddiaların doÄŸru olabileceÄŸinin altını çizerek araÅŸtırılmasını da istedi
Kabul edelim, iyi bir sınav veremiyoruz. İktidar ateÅŸi öylesine yakıcı ki ne kadar uzağında kalmaya çalışırsanız çalışın, harareti size de dokunur.
Åžu can yakıcı soruya hep beraber cevap arayalım: Neden Müslümanlar aralarındaki ihtilafları tolere edemiyor, ortaya çıkan sorunları İslam dairesi içinde kalarak çözemiyorlar? Yüce Allah, ihtilafları çözmek üzere “kitap” indirmedi mi, peygamber göndermedi mi? Müslümanlar Kitab’a ve Sünnet’e inanmıyorlar mı, yoksa inandıkları, dilleriyle takrir ettikleri halde amel etmiyorlar mı? Bu basit bilgiyi bilmiyor muyuz? Benim ÅŸahsî kanaatim ÅŸu ki biliyoruz ama bilgilerimiz imana dönüÅŸmüyor, bu yüzden imanımız amellerimize yansımıyor. Dolayısıyla bilgilerimizin de, imanımızın da bize faydası olmuyor.
NEFRET TOHUMLARI EKİLDİ
Biri diÄŸerinin gözünde öylesine bir “nefret objesi” haline getiriliyor ki, kalpleri kasıp kavuran nefret ateÅŸi yakıp yıkmaya yetiyor. Bu ateÅŸ bizim ülkemize de sıçradı. Hamdolsun, beklendiÄŸi üzere Sünnilerle Aleviler arasında olmadı –inÅŸallah olmaz da-, ama çok daha tuhaf, AK Parti-Hizmet arasında nefret tohumları ekildi. Aynı mescidde namaz kılan, çocuklarını aynı okula, dershaneye veren insanlar bir anda birbirlerine hasım kesildiler.
AK Parti’nin aslolan tabanı, iyi niyetli elemanlarıdır. Taban bir camiadır, köklü bir geleneÄŸi var. Müntesipleri mü’min insanlardan oluÅŸur. Hizmet de kuru bir STK deÄŸildir, bir cemaattir. Onun da tabanı kendini hizmete adamış mü’minlerden oluÅŸur.
Biri diÄŸerini “kendine karşı komplo kurmakla”, diÄŸeri “yolsuzluÄŸa batmak”la suçluyor. Bir kere her ikisinin tabanını bu suçlamalardan uzak tutmalı. Benim açımdan her iki iddia veya suçlama ciddiye alınmalı. İkisinin de bağımsız ve tarafsız olarak araÅŸtırılması, soruÅŸturulması gerekir. Hükümete karşı bir komplo söz konusu ise bu hukuk dairesinde ve somut deliller eÅŸliÄŸinde ortaya konabiliyorsa kim bu iÅŸe karışmışsa, neyse cezası verilmeli. Ama suç ve ceza “bireysel” olup kolektif olamaz, intikamcı duygularla topyekûn hedefler (medyası, finans kuruluÅŸu, okulu vs.) seçilemez. Yine kim yolsuzluklara karışmışsa, kamuya zarar vermiÅŸse, çalıp çırpmışsa bunun da soruÅŸturulması ÅŸarttır. AK Parti’yi parti ve tabanıyla bu cürümlerden tenzih etmek lazım.
İNTİHAR EDİYORUZ
Sayın CumhurbaÅŸkanı Abdullah Gül “üsluba dikkat çekiyor, hukuka davet” ediyor, nimetin tepildiÄŸini düÅŸünüyor ve “Birbirimizin yüzüne bakamayacak hale gelmeyelim.” diyor. Bu uyarılara kulak vermeli. Bu dünyada birbirimizin yüzüne bakamazsak, ahirette hiç bakamayacağız. Lütfen sükunet, itidal, sabır ve hakkaniyet! Bu kavgaya uzaktan bakan, Eflatun’un ÅŸu sözünü hatırlar: “SavaÅŸan iki ordu uzaktan intihar eden tek ordu gibi görünür.” İntihar ediyoruz!