Gerçeğe Uzak Kalmayın - Bursa Nutku Atatürk'e Ait Değil
Anasayfam Yap    -
Reklam     -
Kunye     -
Son Mansetler    -
Iletisim                                 
Facebook    -
TÜRKSAT UYDUSU FIRLATILDI
CHP: İFLAH OLMAZ İSLAM DÜŞMANI
İBB ŞEYSİNİN HAD BİLMEZLİĞİ
SİSİ'NİN OĞLU DA BABASI GİBİ KATİL ÇIKTI
Karakter boyutu :13 Punto15 Punto17 Punto19 Punto

Bursa Nutku Atatürk'e Ait Değil

Bursa Nutku Atatürk'e Ait Değil
Bursa Nutku metninin Atatürk'e ait olmayan uydurma bir nutuk olduğu ortaya çıktı.
2013-08-11 14:20:00


Yayın hayatına baÅŸladığı günden bu yana kapsamlı dosyalarıyla yakın tarihle ilgili algıları deÄŸiÅŸtiren Derin Tarih Dergisi, AÄŸustos sayısında Atatürk'e ait olduÄŸu iddia edilen ve gençleri anarÅŸiye çağıran Bursa Nutku ile ilgili bilinmeyen gerçekleri ortaya çıkardı. Mümtaz'er Türköne, Mustafa ArmaÄŸan ve Åžükrü HanioÄŸlu yazılarıyla, gençleri 'taÅŸla, sopayla ve silahla' rejimi korumaya çağıran o anarÅŸist metnin Atatürk'e ait olmayan uydurma bir nutuk olduÄŸunu gözler önüne serdi.



GEZİ OLAYLARINDA ÇOKÇA YAYDILAR



Darbe heveslileri en çok Atatürk'ün 1933 yılında 'Türkçe ezan olayları' nedeniyle Bursa'da söylediÄŸi iddia edilen nutku kullanıyor. Gezi olaylarında da sosyal medyada yaygınlaÅŸtırılmaya çalışılan sözde Nutuk'ta gençlere hitaben, "Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiÅŸtir. Bunları güçsüz düÅŸürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, 'Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır' demeyecektir. Elle, taÅŸla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi eserini koruyacaktır" deniyor.



BİR NUTUK NASIL ADAM ÖLDÜRÜR



Peki, Ergenekon Davası sürecinde de gördüÄŸümüz 'ölme ve öldürme yeminleri'ni hatırlatan, gençleri açık açık anarÅŸiye, illegaliteye ve isyana çağıran o ifadeler gerçekten Atatürk'e mi aitti?



Derin Tarih AÄŸustos sayısında, tüm boyutlarına Atatürk'e atfedilen o sonradan meÅŸhur olan Bursa Nutku'nu ele aldı. Prof. Dr. Mümtaz'er Türköne, "Bir Nutuk Nasıl Adam Öldürür?" baÅŸlıklı yazısında, Bursa Nutku'nu, "GençliÄŸe Hitabe'nin kan ve ÅŸiddet kokan, absürd bir versiyonu var karşımızda. Bir miktar 'GençliÄŸe Hitabe'yi taklit ediyor. Divan ÅŸairlerinin, bir gazele yazdıkları 'tahmis' gibi hazır bir metnin taklidi söz konusu" sözleriyle anlattı. Türköne, nutuktaki ÅŸiddet çaÄŸrısının, sınırları az buçuk anlaşılır özel durumlar için deÄŸil, aklına esenin, canı isteyenin bir bahane bulup eline silahı alarak sokaÄŸa çıkmasına gerekçe oluÅŸturacak kadar "geniÅŸ" ve esnek bir alan açtığına dikkat çekiyor.



'ATATÜRK'Ü CHE GUEVARA'YA DÖNÜÅžTÜRÜYOR'



Metnin Atatürk'e ait olmayan, uydurma bir metin olduÄŸuna iÅŸaret eden Türköne, "Karşımızda ÅŸöhretini borçlu olduÄŸu Milli Mücadele'yi, sırtını Meclis'in meÅŸrû zeminine dayayarak yürüten ve gençliÄŸe emanet ettiÄŸi Cumhuriyet'i de aynı Meclis'in iradesine rapt eden bir devlet adamı duruyor. Bursa Nutku, bu meÅŸruiyet düÅŸkünü devlet kurucusunu Che Guevera tarzı bir gerilla ÅŸefine dönüÅŸtürüyor" ifadelerini kullanıyor.



'SOL EYLEMCİLİĞİN AMENTÜSÜ OLDU'



Åžükrü HanioÄŸlu ise çarpıcı makalesinde ÅŸu sözlere yer veriyor: "Bursa Nutku sadece gençlik eylemciliÄŸine meÅŸruiyet saÄŸlamakla kalmıyor, 1920-22 döneminde koÅŸullar gereÄŸi 'İslamcı' ve 'Sosyalist' söylemleri dile getirmiÅŸ olan Mustafa Kemal'in ikinci alandaki ifadeleri kullanılarak 'sol' bir lider olarak kavramsallaÅŸtırılmasına da katkıda bulunuyordu. Bunun neticesinde ise DP ve CHP'nin muhalefetin etki alanını geniÅŸletme ve birbirlerini Cumhuriyet kurucusunun yolundan sapmakla suçlama amacıyla baÅŸvurdukları metin, yeni 'sol' eylemciliÄŸin amentüsü haline geliyordu."



Derin Tarih dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa ArmaÄŸan da Rıza RuÅŸen Yücer'in Atatürk'e Ait Birkaç Fıkra ve Hâtıra kitapçığını ele aldığı yazısında hem içerik, hem de baskısındaki basitlikleri ortaya koyarak metnin Atatürk'e ait olamayacağını ifade ediyor.



ATATÜRK HATİCE'Yİ ATACA YAPMIÅž



Kitabın gündemde kalmasını saÄŸlayan ve Bursa Nutku tartışmasını açan kısmın Önsöz'den hemen sonra geldiÄŸini, baÅŸlığın ise "Atatürk ve Türk gençliÄŸi" olduÄŸunu belirten ArmaÄŸan, "BaÅŸlığın üstünde Atatürk'ü kalabalık bir gençlik grubuna hitap ederken gösteren -kitaptaki diÄŸer bütün görseller gibi- elle çizilmiÅŸ bir resim yer alıyor" diyor. ArmaÄŸan, sayfa 7-8'de yer alan "Son balo" yazısında yazarın, Musa AtaÅŸ adlı gazeteci arkadaşının yanında getirdiÄŸi Hatice adlı bekâr bir bayanla beraber Atatürk'ün Bursa'da verdiÄŸi bir baloya gittiÄŸini, yanındaki bayanla Atatürk'ün yakından ilgilendiÄŸini, hatta balo sırasında el çabukluÄŸuyla ismini "Ataca" olarak deÄŸiÅŸtirdiÄŸini ciddi ciddi anlattığını aktarıp, "Gerçekten de 'fıkra' gibi, deÄŸil mi?" diyor.



Bursa Nutku'yla ilgili gerçeklerin yanı sıra tarihe ilgi duyanların merakla okuyacağı daha birçok dosya, Derin Tarih'in AÄŸustos sayısında okuyucularını bekliyor.



KANITLARLA BURSA NUTKU YALANI



Derin Tarih'te Bursa Nutku'nun düzmece bir metin olduÄŸu kanıtlarıyla madde madde sıralanıyor.



Metodolojik veya mantıkî kanıtlar ÅŸöyle:



1) Nutuk, kalabalık bir topluluk önünde yapılan bir konuÅŸmadır. Halbuki Bursa Nutku'nun 13-14 kiÅŸilik bir içki sofrasında söylendiÄŸi rivayet edilmektedir. Dolayısıyla bir kere bu bir 'nutuk' olamaz.



2) Atatürk gibi kanun ve hukuka son derece titizlenen bir devlet adamının gençliÄŸi sokaÄŸa dökecek ve polis, savcı, hakim vs. devlet görevlilerini dinlememeye teÅŸvik edecek bir konuÅŸma yapması kendisiyle çeliÅŸmesi demektir.



Olgusal veya tarihî açıdan bakarsak Bursa Nutku'nun sahteliÄŸini aÅŸağıdaki kanıtlardan anlayabiliriz:



1) Atatürk'ün bütün söz ve yazışmalarını toplayan resmî yayınlarda bu nutka yer verilmemiÅŸtir. Mesela Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri'nde yoktur.



2) Atatürk'ün yaptığı her konuÅŸmanın kaydedildiÄŸi Nöbet Defteri'nde bu toplantının bir kaydı bulunmamaktadır.



3) Bursa Nutku bu kadar önemli bir konuÅŸma idiyse neden o günlerde basına yansımamıştır ve resmî yayınlara girmemiÅŸtir de, ilk olarak söylendiÄŸinden 14 yıl sonra, yazanın da pek emin olmadığı ve kimden duyduÄŸunu belirtmediÄŸi bir kitapçıkta karşımıza çıkmıştır?



4) Nutku aktaran Rıza RuÅŸen Yücer'i Atatürk'ün çevresinden kimse tanımamaktadır. Farz edelim ki, bir ÅŸekilde o grubun arasına katıldı gazetecimiz, notunu tuttu. Ancak teamül gereÄŸi görevlilerce bu nota çıkışta el konulur ve ertesi gün Atatürk'ün onayından geçerse kendisine iade edilirdi. Kaldı ki, Atatürk, 'İçki sofrasında konuÅŸulanlar orada kalacaktır' emrini vermiÅŸtir. Bu yüzden de onun onaylamadığı sözler yok hükmünde sayılırdı. Onaylanmış olsaydı zaten birkaç gün içinde basına yansımış olurdu.



5) Nutkun gerçekliÄŸi hususunda en ciddi kanıtlardan biri, Atatürk'ün ikinci yaveri Cevdet Tolgay'ın Aralık 1966'da Milliyet'te çıkan yazısıdır. Ancak bu yazıda önemli bir hata göze çarpmaktadır. Yaveri Tolgay'ın notlarında Bursa'daki konuÅŸmanın yapıldığı tarih,



6) Åžubat akÅŸamı olarak verilmektedir. Ancak Atatürk'ü Mudanya'dan İstanbul'a götüren Gülcemal vapurunun seyir defterinde o akÅŸam 19:30'da hareket edildiÄŸi yazılıdır. Buna göre Bursa-Mudanya arasının o tarihlerde 60-70 dakikada alındığı ve vapura binmeden önce selamlaÅŸma vs. ile yarım saate yakın bir sürenin geçtiÄŸi hesaba katılırsa Atatürk'ün köÅŸkten en erken 17:30-18:00 civarında ayrılması söz konusudur. Sofranın da en az 1-1,5 saat açık kalması gerekir ki, 'Nutuk' verilebilsin, bu durumda saat 15.30-16.00 civarında akÅŸam yemeÄŸine oturulduÄŸu sonucu çıkar. Halbuki Atatürk'ün en yakınında bulunanlar, mesela CumhurbaÅŸkanlığı Sekreteri Hikmet Bayur o saatlerde Atatürk'ün asla akÅŸam yemeÄŸi yemediÄŸini ifade etmiÅŸlerdir ki, bu durumda o sofrada konuÅŸma yapıldığı iddiasının da gerçek dışı olduÄŸu ortaya çıkmaktadır.






Bu haber toplam 3782 defa okundu
YORUMLAR
BOZKURT: 
""
Bunu diyen tarihsel bilgi ve veriler ile ispatlamaz ise 1 numaralı orospu evladıdır.... siktirin gidin rte denilen çobanınızın taşşşaklarını yalayın amın oğulları!!
15.11.2016 / 22:39


YAZARLAR

Ger?? Duymayan Kalmas? Kalemiyet.Com